Her Bireyin Önemi

Her Bireyin Önemi

 

By Lorne Sanny

Konu:
Düşünün ki değerli bir hazineye sahipsiniz. Elbette siz bu hazineye çok fazla değer verirdiniz.
Ve düşünün ki bu hazineye sahip olmak size çok pahalıya mal oldu.
Siz bu hazineyi son derece aziz tutar üzerine titrediniz.
Ve düşünün ki siz sahip olduğunuz bu hazinenin değerinin ve güzelliğinin her geçen gün daha çok artacağını biliyorsunuz.
Bunu göz önünde bulundurarak siz bu hazineyi daha değerli kabul ederdiniz.
İşte siz Tanrının gözünde böylesiniz hatta daha da fazlası

Hadi şimdi biraz sizin hakkınızda konuşalım.

Kutsal Kitap bize şöyle diyor, “Kimse kendisine gereğinden çok değer vermesin. Herkes tanrının kendisine verdiği iman ölçüsüne göre düşüncelerinde sağduyulu olsun” (Romalılar 12:3). Kişilerin bireysel önemini ele aldığımızda – Siz Önemlisiniz – çünkü bir çoğumuz kendimiz hakkında tarafsız ve ağırbaşlı bir şekilde düşünmüyoruz. Öyle görünüyor ki biz bir uçtan öbür uca kadar çok değişkeniz.

Bütün arkadaşlarının kendisinden sakınıp uzaklaşmasından şikayet eden bir adamın bir psikiyatrise gittiğini duymuştum. Psikiyatris ondan oturmasını ve ta en başından itibaren her şeyi anlatmasını ister .

“Tamam,” der adam. “Başlangıçta ben göğü ve yeri yarattım”

Bu sadece bir hikaye, fakat bazı Hıristiyanlar sık sık kuyruğuna basılan kedi gibidirler. Onun kendi imajı o kadar alçaktı ki zavallı kedi bir ömür boyu kuyruğuna basılmasına boyun eğdi. Ne zaman birinin geldiğini gördüyse çok sade bir biçimde hemen arkasını döndü ve kuyruğunu uzattı . Bir çoğumuz kalbimizin derinliklerinde böyle hissedebiliriz.

Peki ya siz: Belki siz kendi içinizde rahatsız, emniyetsiz veya korkak veya hüsran dolu hissediyorsunuz. Diğer insanlara karşı gülümsüyor, arkadaşlarınıza karşı güler yüz gösteriyorsunuz, fakat siz biliyorsunuz Süleyman’ın Özdeyişleri’ndeki gerçeği Süleyman’ın Özdeyişleri 14:13—”Gülerken bile yürek sızlayabilir, sevinç bitince acı yine görünebilir.” Sizin hiç kalbinizdeki göz yaşlarını saklamak için yüzünüze bir tebessüm koyduğunuz oldu mu? Bazen, sizin de bildiğiniz gibi dışarıya karşı yapılan kabadayılıklar, bir maske gibi içimizdeki korku ve emniyetsizliği kapatır.

Neden kendimize karşı bu tür tavırlar içerisindeyiz.: Birinci sebep biz kendimizi diğerleri ile kıyaslıyoruz. Kutsal Kitap bunun akılsızca olduğunu söylüyor. Sonuç her zaman kötüdür: Her iki durumda da Biz başka birinden daha üstün olduğumuzu düşündüğümüzde gururlu olcağız; veya başkalarından daha alçak olduğumuzu düşündüğümüzde depresyona gireceğiz.

Biz de kendimize ve diğerlerine insan ölçülerinde görürdük. Ta ki 2 Kor. 5:16’yı okuyana dek “Bu nedenle biz artık kimseyi insan ölçülerine göre tanımayız” Bu bölümde Pavlus İsa Mesihte yeni yaratık olmanın ne anlama geldiğini açıklıyor. O diyor ki ’’önce Mesih’i bu ölçülere göre tanıdıksa da artık böyle tanımıyoruz’’. Şimdi biz Mesih’i de kendimizi ve diğerlerini olduğu gibi Tanrı ölçülerinde tanıyoruz .

Tanrı bireylerle yakından ilgilidir. Ben İsa’nın Luka 15. bölümdeki kaybolan kuzu benzetmesini çok seviyorum. Çoban 99 koyunu bozkırda bırakarak kaybolan koyunu bulana dek onun ardına düştü. İsa bize bu benzetmede Tanrı’nın her bir insana ne kadar değer verdiğini anlatıyordu.

Başka bir zaman İsa Eriha’ya geliyordu. Sokaklar tıklım tıklım insanlarla doluydu bu nedenle Zakkay adında kısa boylu bir adam İsa’yı görebilmek için bir ağaca tırmanmıştı. İsa oraya varınca yukarı bakıp; “Zakkay çabuk aşağı in” dedi “Bu gün senin evinde kalmam gerekiyor.!”

Ve Meryem ile Marta’nın kardeşi Lazar Beytanya’da öldüğü zaman İsa oraya gitti. Marta İsa ile konuştuktan sonar Meryem’e gitti ve , “Öğretmen burada seni çağırıyor”dedi. Bu bizim için de doğrudur. Rab burada ve sizi çağırıyor. Bu sizin istikametinizde birinin durup da el işaretiyle size gel gel yapması ve aslında o adamın sizi değil de başka birini çağırdığını fark etmeniz gibi bir şey değil. Hayır, Rab sizi çağırıyor çünkü siz onun için çok önemlisiniz.

Neden Tanrı size bu kadar değer veriyor? Ben size üç sebep söyleyebilirim: birinci, kim olduğunuz için ; ikinci, neye mal olduğunuz için; ve üçüncü, ne olabileceğiniz için

Siz Tanı’nın benzerliğinde yaratıldınız. “Tanrı insanı kendi suretimizde kendimize benzer yaratalım dedi . . .’ Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı. ” (Yaratılış 1:26–27).

İnsanlar sık sık soruyor, “Ben Kimim?” Ben görüyorum ki bunu bir ilişkiden başka birine bahsetmeden cevaplamak imkansız. Ve esas cevap benim tanrıyla olan ilişkide kim olduğum.

Siz kimsiniz? Siz Tanı’nın suretinde yaratılmış bir varlıksınız. Her şeyden önce bu demektir ki Siz, benzersiz, saygıdeğer bir şahsiyetsiniz. Siz orijinalsiniz. Ben Gaither’ın çocuk şarkısını seviyorum,

Senin gibi kimse yok;

Tanrı sana bir beden ve parlak bir zeka verdi ;

Onun senin için özel bir planı var ve bu planı öğrenmeni istedi;

O seni çok özel yarattı—Senin gibi kimse yok.

Tanrı sadece sana orijinal bir kişilik vermedi, Tanrı sana soyut düşünce gücü de verdi. Sen bu tür sorular sorabilirsin “Ben kimim?” veya “Neden buradayım?” ve “Nereye gidiyorum”

Sen ayrıca ahlaki yeteneğe de sahipsin. Doru ve yanlışı ayırt edebilirsin. Aslında doğru ve yanlış kavramı bizim içimizde inşa edilmiştir. On buyruk Tanrı karakterinin ifadesidir, ve onlar evrenin yasasına ve insanoğlunun anayasasına yazılmıştır. Bence çok açıktır ki insanlar sadece günah işlemek için yaratılmadılar onlar aynı zamanda onu kurtulabilirlerde.

Üç Sebep – Siz Tanrı İçin Önemlisiniz:
I. Siz Kimsiniz—Tanrı sizi kendi suretinde yarattı.
II. Neye mal oldunuz—İsa Mesih Tanı’nın oğlu sizin kurtuluşunuz için kendi hayatını verdi.
III. Ne olabilirsiniz—Kutsal Ruh’un yeniden biçimlendirmesiyle Tanrı’ya bağlı bir insan olabilirsiniz

Benim çocuklarımdan bir tanesi henüz beş yaşından daha küçükken kanepede benim yanıma oturmuş ve bana şu soruyu sormuştu. “Baba ben ne yaparsam yaramaz bir çocuk olurum?” Henüz beş yaşında bile değildi ama doğru ve yanlışı biliyordu. Tanrı bu doğru ve yanlış bilinci tüm insanların içine koydu.

Siz sadece bir kişilik, soyut düşüncelerin gücü ve ahlaki kurallara sahip değilsiniz siz ruhsal bir doğaya da sahipsiniz. Biz Tanrı’da yaşayabiliriz, ve biz Tanrı’da yaşamadan içimizdeki boşluğu ve tatminsizliği yok edemeyiz. Biz bizden daha ötede yukarda olanı keşfetmenden huzurlu olamayız. Vaiz 3:11 de der ki Tanrı “İnsanların yüreğine sonsuzluk kavramını koydu” Bazen içimizden bir ses bize sonsuzluk için yaratıldığımızı söyler. Bir çiçek açar ve kurur; fakat bir insan her zaman için var olmaya düşünmeye ve hissetmeye devam eder.

Bu yüzden siz değerlisiniz. Aslında bir kişi bütün dünyaya bedeldir. İsa şöyle dedi, “İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa bunun kendisine ne yararı olur? İnsan kendi canına karşılık ne verebilir ?” (Markos 8:36–37).

Siz neye mal olduğunuzdan dolayı Tanrı içinde önemlisiniz. Bir defasında Hawaii’ye gittiğimizde 800 Dolara satılık yorganlar gördük. Ve neden bu kadar pahalı olduklarını sorduğumuzda bize onların el yapımı olduğunu her birinin Güney Denizi Adalarındaki yerliler tarafından yedi – sekiz ayda yapıldığını söylediler. O yorganlar yüzlerce iş saatine mal olmuştu — ve herhangi bir şeyin değeri onun maliyetine göre belirleniyordu.

Şimdi siz kendinizin Tanrı’ya olan maliyetinin ne olduğunu düşünün: “Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki”—sizi—“o kendi biricik oğlunu verdi” Tanrı için siz cennetteki en iyi şeye mal oldunuz.

Ben Billy Graham grubuyla birlikte İskoçya’da bir kampta iken toplantıyı izleyen gazete muhabirlerden bir tanesi gazete binasındaki ofisine geri döner ve o sırada orada bulunan diğer gazete çalışanları da toplantıyı eleştiriyorlardır. Bunu gören gazete muhabiri Billy Graham’ı savunmaya başlar. “Neden Billy Graham İsa’nın günahkarlar için öldüğünü vaaz ediyor?” O gazeteci ateşli bir şekilde “Aslında” der “Mesih benim için öldü” O anda hayatında ilk kez aniden fark eder ki Mesih gerçekten de onun için öldü. Ve bu gazeteci İsa’ya iman eder ve yeniden doğar.

Siz sizin için çarmıha gerilen Mesih’i gördünüz mü? Bu sizin Tanrı’ya olan maliyetinizdir, ve siz maliyetinizden dolayı Tanrı için değerlisiniz. Petrus şöyle yazdı, “Biliyorsunuz ki atalarınızdan kalama boş yaşayışınızdan altın yada gümüş gibi geçici şeylerle değil, kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih’in değerli kanının fidyesiyle kurtuldunuz ” (1 Petrus 1:18–19).

Asla kendinizin yada başka birisinin değersiz olduğunu söylemeyin. Bu bir insan bakış açısıdır. Bir kişi tembel olabilir, veya anlayışsız, veya sinir bozucu, hatta iğrenç, fakat o değersiz değildir. O Tanrı suretinde yaratıldı, ve Mesih’in kanıyla satın alındı.

Ayrıca siz Kutsal Ruh’un yeniden biçimlendirmesiyle ne olabileceğiniz içinde Tanrı içi önemlisiniz. Benim en favori ayetlerimden b,ir diğeri ise Yuhanna 1:42—“Andreas kardeşini İsa’ya götürdü. İsa ona baktı “Sen Yuhanna’nın oğlu Simun’sun. Kefas diye çağrılacaksın” dedi. Kefas, kaya (Grekçe’de Petros) anlamına gelir.” İsa Simun’a baktı ve şöyle dedi, “Sen . . .sin fakat sen . . ..olacaksın”

İsa Simun’a baktı ve onun Kutsal Ruh’un gücüyle ne olabileceğini gördü: Sen Simun’sun.—Kefas diye çağrılacaksın; sen küçük bir taşsın—büyük bir kaya olacaksın; sen bir korkaksın şimdi—sen bir yiğit olacaksın; sen güvenilmez ve dengesizsin—sen güvenilir ve istikrarlı olacaksın. Petrus gurursuzca Rabbini inkar ettiğinde biz İsa’nın ne demek istediğini anlıyoruz, fakat sonra cesur bir şekilde Kudüs’teki liderlere İsa hakkında vaaz veriyor.

Şimdi nefretle dolu olabilirsin, ama sen bağışlayan affeden biri olabilirsin. İğrenç düşüncelerle dolu olabilirsin, fakat senin düşüncelerin değişip tertemiz olabilir. Korkak olabilirsin , ama senin kalbin huzurla dolabilir.

Birkaç yıl önce bir işadamından benimle hiç alakası olmayan bir konu ile ilgili bir mektup aldım Ben de ona bir mektup yazıp bu konuyla hiçbir alakam olmadığını açıklayabilirim, ama bunun yerine dua ettim ve telefon açıp birlikte bir öğle yemeği yiyebilir miyiz diye sordum. Biz yemeğe gittiğimizde siparişleri verir vermez onun dudakları titremeye başladı.

“Lorne,” dedi, “Sana o mektubu yazdığım için üzgünüm. Yıllardır düşmanlık ve nefretle doluydum. Karım ve ben yıllardır görüşmüyoruz, Ben çocuklarımı da kovdum, komşularımla savaş halindeyim, ve öyle görünüyor ki benim her zaman için uğruna çalıştığım insanlarla aram açık. Bu durum benim bütün hayatıma yayılmış durumda. Ve ben öyle hissediyorum ki eğer ben bu durumu düzeltmezsem en kısa zamanda bu benim son şansım olacak.” Sonra şöyle dedi, “Benim bir şartlı tahliye polisine ihtiyacım var, beni kontrol altında tutacak bir şartlı tahliye polisi.

“Eğer istersen senin şartlı tahliye polisin olurum” dedim, “Sen beni kontrol altında tutabilirsin.” Evime gelmeye başladı, ve benim yaptığım ilk şey ona Efesliler 4:30–32 ‘ yi ezberletmekti “Tanrı’nın Kutsal Ruh’unu kederlendirmeyin. Kurtuluş günü için o Ruh’la mühürlendiniz. Her kötü niyetle birlikte her türlü kin, öfke, kızgınlık, bağrışma ve iftira sizden uzak olsun. Bir birinize karşı iyi yürekli şefkatli olun. Tanrı sizi Mesih’te bağışladığı gibi siz de bir birinizi bağışlayın.”

Kalbini kırıp gücendirdiği kişilere mektuplar yazmaya başladı. Çocuklarından özür diledi, ve karısıyla olan ilişkisini düzeltti. Karısıyla görüşmeye başladı , çocuklar eve gelmeye başladı, hatta onun yüksek kan basıncı da düştü.

İşte Kutsal Ruh’un gücünün yeniden biçimlendirmesi. Sen ...........sin —fakat sen ..........olacaksın.

Yaratılışınızdan dolayı Tanrı Baba için önemlisiniz, Kurtarılışınızdan dolayı Rab İsa için önemlisiniz, ve kutsallaştırılmak üzere Kutsal Ruh için önemlisiniz. Tüm bunların ışığında biz ne yapmalıyız? Romalılar 12:1 der ki, “Öyleyse kardeşlerim Tanrı’nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal Tnarı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsal tapınmanız budur.”

Tanrının Merhametinden Dolayı—çünkü o sizi kendi suretinde yarattı; çünkü siz onun oğlunun kanına mal oldunuz; çünkü onun Kutsal Ruh’u sizi tamamen yeniden biçimlendirebilir—Kendinizi Tnarı’ya sunun.

Bir defasında ben genç bir Hıristiyan liderin bir toplantıdan bahsettiğini duydum o toplantıda toplantıya katılanlar bir ateşin çevresinde toplanıp Rab’be verdiklerinin bir sembolü olarak ateşe küçük çubuk parçaları atıyorlarmış. O sırada bir kişi şöyle demiş “Ben sigarmı veriyorum Rab’be,” ve bir paket sigarayı atmış ateşe. Genç lider çabucak bir sopa alarak ateşe atılmış olan sigara paketini dışarı çıkartmış.

Sigarayı sahibine geri vererek, “Tanrı’senin sigaranı istemez sigarana ihtiyacı yoktur, Tanrı seni istiyor”

Tanrı alçak gönüllülükle kendimizi teslim etmemizi ister. Ben “Sadece Kanallar” isimli ilahiyi çok severim Bizler baraj gölleri değiliz, ama kanallarız. Bizler elektrik santralleri değiliz, ama iletim hatlarıyız. Güç Tanrı’dadır, Baraj Tanrı’dır, ve biz kendimizi ona teslim etmeliyiz böylece o bizimle çalışabilir.

Evlilik yemininde kadın adama dönüp de şöyle söylemez, “Sana yemek pişirme kabiliyetimi veriyorum.” Veya adam kadına şöyle demez , “Sana banka hesaplarımı veriyorum.” (kendilerinin de sahip olmadığı bir şey için.) Hayır, bir evlilik yemin töreninde , “Ben sana kendimi veriyorum.” İşte bu Romalılar 12:1 hakkında. Bu Tanrı’ya “Ben sana kendimi veriyorum” demektir.

Tanrı’nın sahip olduğu en değerli şey size verilmiştir. Sizin en değerli şeyiniz O mudur? Sizin için en değerli şey kendinizi tamamen Tanrı’ya teslim etmekle başlar. Ve sonra Tanrı sizi kendi istediği yere götürmek için sizin ayaklarınızı kullanacaktır. Tanrı dinlenilmeye ihtiyacı olanları dinlemek için sizin kulaklarınızı kullanacaktır. Tanrı istediklerini söylemek için sizin ağzınızı kullanacaktır. O sizin zamanınızı da kullanacaktır , sizin kariyerinizi ve paranızı da kullanacaktır.

Siz hiç bir defa kez her şey için evet dediniz mi Tanrıya , tıpkı evlilik yemin töreninde söylenilen evet gibi? Sadece bu değil, siz bu büyük evet ile birlikte diğer birçok küçük evetlerinde ardından gidiyor musunuz tıpkı yaşayan bir kurban gibi? Ben sizi ikna ederim ki Tanrı için kullanılabilir (kullanışlı) olmanın anahtarı, sırrı bu sürekli teslimiyettir. Bu gerçekten her gün çarmıhınızı yüklenmektir—Tüm zamanlar için bir defa İsa Mesih’i tıpkı onun öğrencisi gibi izlemeye söz vermek, beraberinde bir çok küçük sözler kendini adamalar ve teslimiyetler getirir.

Verebileceğiniz en değerli şey olan kendinizi vererek, Tanrı’ya dönüyorsunuz



TANRI VE SİZ

1. Tanrının size itibar ve saygınlık verdiğini düşünüyor musunuz?

Açıklayınız Neden Evet veya Hayır.

2. İnsanın Tanrı Suretinde yaratıldığının bir kanıtı olarak kendinizde ve diğer insanlarda gördüğünüz belirtiler nelerdir?

3. Son zamanlarda kendiniz hakkında fark ettiğiniz yeni bir şey nedir?

4. Kendi hayatınızda sahip olmak istediğiniz karakter nitelikleri nelerdir.?